NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَوْفٍ
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
مَرْيَمَ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ
الْحَارِثِ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
جَعْفَرِ
بْنِ
الزُّبَيْرِ
عَنْ عَبَّادِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
عَائِشَةَ
بِهَذِهِ الْقِصَّةِ
قَالَ
فَأُتِيَ
بِعَرَقٍ
فِيهِ عِشْرُونَ
صَاعًا
Muhammed b. Avf, Saîd b.
Ebî Meryem, İbn Ebi'z-Zînâd, Abdurrahman b. el-Haris, Muhammed b. Ca'fer b.
ez-Zübeyr, Abbâd b. Abdullah senediyle, Aişe (r.anhâ)'dan önceki (2394.) hadîse
rivayet edilmiştir. Bu rivayette Hz. Aişe,
"İçerisinde yirmi
sa' olan bir sepet getirildi" demiştir.
İzah:
Abdurrahman b.
el-Hâris'den gelen bu farklı rivayette Hz. Aişe, Rasûlullah'a gelen sepetin
yirmi sa' miktarında olduğunu söylemiştir.
Hasen el-Basrî bu
rivayete dayanarak, vâcîb olan keffâretin, kırk kişiyi doyurmak olduğunu ve
her fakire yarım sa' verileceğini söyler.
Ancak her ne kadar
bu'rivayet Buhârî'nin Târih'inde varsa da zayıftır. Çünkü senedindeki,
Abdurrahman b. el-Hâris tenkîd edilmiştir.
Bu rivayetin sahîh
olduğu kabul edilirse o zaman, farklı rivayetlerin arası şu şekilde te'lîf
edilebilir: Gelen sepetteki hurma aslında yirmi sa' olup, orucunu bozan şahsa
onbeş sa' verilmiş olabilir. Üstelik bunun bir takdîr farkı olması da
mümkündür. Yâni sepetin, bâzıları yirmi sa'hk, bazıları da onbeş sa'hk olduğunu
tahmîn etmiş olabilirler. Ama her hal-ü kârda, gelen hurmanın onbeş sa' ve
dağıtılacak fakir sayısının altmış olduğu daha kabule şayandır. Çünkü bunu
ifâde eden hadîsler daha çoktur.[299]